3 Kasım 2011 Perşembe

1970'lerde Murat'ın Babası

Bir Garip Balık çalışmasından sonra elime fırça almadım. Neden bilmiyorum ama fırsatım olmadı. Ayrıca neyin resmini yapacağıma da bir türlü karar veremiyordum. Sonunda Ekim ortaları gibi aklıma yeniden portre yapmak geldi. Portre çalışırken ayrı bir keyif aldığımı fark ettim. Babamın portresinden sonra portre çalışmam olmamıştı. Gerçi ondan önce de portre çalışmam olmamıştı. Ama babamın portresini çalışırken aldığım keyif diğer resim çalışmalarıma kıyasla daha büyüktü. Bende yeni bir portre çalışması yapmaya karar verdim. Bu sefer de "Kimin" sorusu baş gösterdi. 
Babamın portresini çalıştıktan sonra kayınpederim çalışmayı çok beğendi. "Benim portremi de yap" demişti. Sadece kayınpederim değil esasında, abim, kayın validem de istediler. Ama abimin portresini çalışacak uygun bir  örnek resim yoktu elimde. Kendisinden istedim ama hala gönderecek. (Bu yazıyı okursa hatırlatmış olurum bir vesile ile.) Evdeki fotoğraf arşivini karıştırırken kayın pederimin eski bir fotoğrafı ilişti gözüme. Yıl kim bilir belki 1970'lerin başı belki ortası...Murat'a sordum, o da kesin bilmiyor. Fotoğrafta kayın pederim şimdiki haline hiç benzemiyor. Hippy'lerin özgürlük karavanından çıkıp fotoğraf çektirmiş gibi... uzun saçlar, hafif bir sakal ve meslek icabı deri ceket. Muhteşem bir dönem! Keşke bende o dönemi yaşayabilseydim.
1970'lerde Murat'ın Babası, 35x50 cm tual üzeri akrilik boya
Fotoğrafın orjinali siyah beyaz ve fotoğrafta ışık patlaması var! Bu bana epey bir sıkıntı yarattı. Kendim renklendirmek durumunda kaldım. Farklı fotoğraflara bakıp saç ve göz rengini, ten rengini tespit ettim. Yüze ait detayları da farklı fotoğraflardan baktım. Aksi durumda yüzünde hiç bir pürüz, çizgi olmayan sakalı ve bıyığı olan bir oğlan çocuğuna benzedi. Çok uğraştım bu resim üzerinde. Hele ilk renk verdiğim hali içler acısıydı. Bir ara vaz geçecek gibi oldum. Murat ile aramda anlaşma yaptım "Kimsenin bu resim çalışmasından haberi olmasın" diye. Sonra ama şansımı zorlamak istedim. En sıkıntılı kısmını kuşkusuz gözleri çalışırken geçirdim. Murat'a bakış beğendiremedim. "Küçük Emrah gibi bakmış, baygın bakmış, yanlış yere bakmış, o ne bakışı öyle..." Dün akşam bitirdim diye düşündüm. Kusuru vardır kuşkusuz ama neticede fotoğraf çekmiyorum, resim yapıyorum. Üstelik öğreniyorum. Ama sonra fotoğraflarını Murat'a çektirip onları inceleyince fark ettim ki dudakları çok kırmızı olmuş. Bugün yeniden dudaklar üzerinde çalıştım. Yaklaşık olarak 2 hafta süren bir çalışmanın neticesi böylece ortaya çıktı. Şimdi düşünüyorum da keşke aşama aşama çalışma etaplarının da fotoğraflarını çekseydim. Daha anlamlı olurdu.