16 Eylül 2011 Cuma

Bir Garip Balık

Eşimin balıklara olan merakından ona bir sürpriz yapıp balık resmi yapmayı denedim. Ancak akşam eve gelip "Mığrı mı bu?" (Mığrı bir çeşit yılan balığı) diye sorunca ve "gözleri kurbağa Kermit'in gözlerine benzemiş" deyince amacıma ulaşamadığımı anladım.
Bir Garip Balık, 20x20 cm tual üzeri akrilik boya
Eşimle aramda geçen bu konuşmanın üzerine bu resmin adını "Bir Garip Balık" koymaya karar verdim. Garip görünmesine rağmen bana sevimli geliyordu.  

13 Eylül 2011 Salı

Büyük Kedi

Babamın portresini resmettikten ve çok olumlu yorumlar almaya başladıktan sonra akrilik boya ile daha başarılı olduğumu düşünmeye başladım. Kim bilir belki de kendimi geliştiriyordum. En çok da üye olduğum bir sanat forumuna portre çalışmasını gönderdikten sonra daha tecrübeli üyelerden aldığım olumlu yorumlar motive etti beni. Başka bir şevk ile resim yapmaya başladım. 
Büyük Kedi, 20x20 cm tual üzeri akrilik boya
Büyük Kedi resmini Ağustos 2011'de tamamladım.

Babamın Portresi

Arada başka çalışmaları da tamamladıktan sonra, yağlı boyanın çok güzel sonuç verdiği gibi, bir hayli zahmetli ve masraflı olduğunu düşünmeye başladım. Benim edindiğim set halinde ki boyaların renkleri de normalde pek fazla kullanılmayan renkler (çok çarpıcı ve baskın renkler) olduğundan yaptığım resimlerin renk ahenkleri gözü tırmalamaya başlamıştı. Böylece akrilik boya ile çalışmalarıma devam etmeye karar verdim. Uygun renkleri alarak, resim malzemelerimi revize ettim. Sıra gelmişti akrilik ile resim yapmaya. Artık kitap veya farklı kaynaklarda ki örnekleri takip etmenin teknik öğrettiği, ancak hayal gücünü kısıtladığını düşündüğümden herhangi bir kaynaktan yararlanmadan bana ait bir çalışma yapmak istedim. Elimde ki fotoğrafları karıştırmaya başladım. Sevgili eşimin fotoğraf merakı bu noktada çok işime yaradı. Bana desen, figür olabilecek, ilham verebilecek tüm fotoğrafları bir kenara ayırdım. Derken elime babamın bir zamanlar ablam ile birlikte İstanbul'a beni ziyarete geldiklerinde yaptığımız Adalar turunun hatırası olan bir fotoğraf geçti. Fotoğrafta ablam ve babam yan yana duruyordu. Babam çok güzel çıkmıştı bu fotoğrafta. Bende ablamı dahil etmeden babamın portresini çizmeye karar verdim. 
Babam, 35x50 cm tual üzeri akrilik boya
Yap boz gibi uğraştım bu resim üzerine. Eşim her akşam eve geldiğinde farklı bir biçimde görüyordu resimi. Bir gün gözü varken ertesi gün "gözleri ne yaptın?" diye sormadan edemiyordu. 
İlk portre resimim ve yüzde kullanacağım gölgeli alanlar için hangi renk ile koyultmam gerektiğinden, gözlerinin beyazını nasıl kıracağıma kadar hiç birşey bilmiyordum. Önceki çalışmalarımda, Cezayirli Kız hariç, insana dair birşey resmetmemiştim. En önemlisi ve zor olanı da bakışlara bir anlam verebilmek. Resim üzerinde 1 ay çalıştım. Hemen her gün ya bir yerini düzeltiyordum ya da farklı bir renk uyguluyordum. Sonunda bu çıktı ortaya. Aile bireyleri babama oldukça benzediğini söylediler. Babamın portresi Ağustos 2011 tamamlandı.


Cezayirli Kız

Uzun bir ara resimle ilgilenmedim. Çalıştığım yerde işlerin yoğunluğundan, daha sonra ise evlilik hazırlıkları derken elime fırça almadım. Sonra iş hayatıma bir süreliğine son verme kararı alınca resim ile ilgilenmeye başladım yeniden. Geçmiş çalışmalarıma baktım ve sürekli şişe, elma, biber, bardak vb objeleri çizmekten bıkmış olacağım ki farklı bir çalışmaya el atmak istedim. Yine takip ettiğim kitapta bulunan bir örnek çalışmayı izleyerek orjinali Andre Derain'e ait olan bir çalışmayı resmettim. Reprodüksiyon diyemeyeceğim çünkü aslına hiç benzemedi. 
Cezayirli Kız, 30x40 cm tual üzeri yağlı boya
Derain fovistler olarak bilinen bir akıma önderlik eden sanatçılardan biridir.  Tual üzerine sürülen renkler adeta tüpten çıktığı gibi kullanılıyor ve bu şekilde görselliğe oldukça hitap ediyor. Derain ayrıca resmedilecek öznelerin formlarını çizgiler ile belirlenmesiyle karakterize olmuştur. Cezayirli Kız resimi de bunun tipik bir örneğidir. 
Benim yaptığım resim Derain'in çalışmasına hiç benzememesine rağmen, ben beğendim kendi Cezayirli Kızı'mı. Daha genç görünüyor, daha yuvarlak yüz hatlarına sahip oldu. Renkler konusunda da orijinal çalışma ile renk farklılıkları mevcuttur (Derian'in kullandığı renkler bende mevcut olmadığından renkleri harmanlayarak elde etmeye çalıştım). Ama kuşkusuz Derain'in çalışması çok daha çarpıcı. Benim bu çalışma hakkında ki düşüncelerime teselli diyelim...Cezayirli Kız çalışmasını Mayıs 2011'de tamamladım.

12 Eylül 2011 Pazartesi

Düz Çizgi

Bilmediğin bir şey ile uğraşırken, her gün yeni bir durum ile karşı karşıya kalır insan. Bu çok doğru. Nar ve Biber'den sonra farklı bir natürmort denemesine kalkıştım. Çalışmada fırçaları resmetmek bana bir hayli zor geldi, neticede dalga konusu dahi oldular. Evet, yamuk fırçalarım var artık. Üstelik vazonun perspektifi de bozuk oldu...ama yine de başlangıç için fena olmadığını düşünüyorum. O zaman da böyle düşündüm ve resim yapmayı hiç bırakmadım. Sonuçlardan bazen üzüldüğüm de olmuştur, çok memnun kaldığım da. Önemli olan zaten hatalardan öğrenmek değil midir?

Natürmort, 25 x 35 cm pres tual üzeri yağlı boya
Natürmort çalışmasını 25 Aralık 2008 tarihinde resmedip fotoğrafladım.

Biber

Yine ilk resim çalışmalarım sırasında, uygulamalı örnekleri takip ettiğim kaynaklardan bu resimi yaptım. Dolmabiber ve lahana kompozisyonundan oluşan resimde ışık ve gölge çalışması esastı. 

Biber, 18 x 24 cm pres tual üzeri yağlı boya 
Bu çalışmayı yaparken annem ve babm yanımdaydı. Her bir fırça darbesinden sonra onlara sorup duruyordum "Nasıl, oluyor mu? Bibere benzedi mi?" Beni hiç kırmadan cevap verdiler. Resimden anladıklarından değil, beni kırmamak için olmasa da oldu diyeceklerinden eminim.
Biber adlı çalışmamı, 20 Aralık 2008 tarihinde resmedip fotoğrafladım. Kendisi Nar ile birlikte abimin mutfak duvarında asılı.

Nasıl başladım

Resime ilgim her zaman vardı. Hayranlıkla izlerdim tabloları, nasıl yapıyorlar diye iç geçirirdim. 2008 yılında, işsiz olduğum bir dönemde, sonrasında evlendiğim sevgilimin desteğiyle ilk yağlı boyalarımı aldım. Yeni başlayanlar için satılan set halinde bir kutu boya, palet, birkaç küçük ebatlı tual, fırçalar, tiner, masa üstü şövale...kendimden geçmiştim... ve başladım. İçimden geldiği gibi fırçayı tualin üzerinde gezdiriyordum, renkleri birbirleri ile karıştırıp, bilinçiszce ama büyük keyif ile resim yapıyordum. Karşıma bir şişe koyup onu resmetmeye başladım ilk. Sonra şişenin yanına bir elma, diğer yanına da üzüm taneleri...baktım arkası boş kaldı, pencere çizdim. Kalın mor perdeleri olan. O kadar kalın oldu ki perdeler, perdeler mi ön tarafta şişe mi karıştı. O gece duyduğum keyf bambaşkaydı ama.
Sonrasında, bir iki teknik öğrenmek için bir kitap edindim. Yeni Başlayanlar İçin Yağlı Boya, Francisco Asensio Cerver, Literatür Yayınları. Bu kitap ile yağlı boyanın tual üzerinde nasıl davrandığı, renklerin karıştırılması, ışık gölge tanımlamaları, fırça teknikleri gibi bir çok teknik öğrendim. İlk çalışmalarımı bu kitapta yer alan örnekleri inceleyerek yaptım. 

Nar, 18 x 24 cm pres tual üzeri yağlı boya

Üstte yer alan resim ilk natürmort çalışmalarımdan. 19 Aralık 2008 tarihinde resmedip fotoğrafladım. Abim çok beğendi, bende kendisine hediye ettim.