13 Eylül 2011 Salı

Babamın Portresi

Arada başka çalışmaları da tamamladıktan sonra, yağlı boyanın çok güzel sonuç verdiği gibi, bir hayli zahmetli ve masraflı olduğunu düşünmeye başladım. Benim edindiğim set halinde ki boyaların renkleri de normalde pek fazla kullanılmayan renkler (çok çarpıcı ve baskın renkler) olduğundan yaptığım resimlerin renk ahenkleri gözü tırmalamaya başlamıştı. Böylece akrilik boya ile çalışmalarıma devam etmeye karar verdim. Uygun renkleri alarak, resim malzemelerimi revize ettim. Sıra gelmişti akrilik ile resim yapmaya. Artık kitap veya farklı kaynaklarda ki örnekleri takip etmenin teknik öğrettiği, ancak hayal gücünü kısıtladığını düşündüğümden herhangi bir kaynaktan yararlanmadan bana ait bir çalışma yapmak istedim. Elimde ki fotoğrafları karıştırmaya başladım. Sevgili eşimin fotoğraf merakı bu noktada çok işime yaradı. Bana desen, figür olabilecek, ilham verebilecek tüm fotoğrafları bir kenara ayırdım. Derken elime babamın bir zamanlar ablam ile birlikte İstanbul'a beni ziyarete geldiklerinde yaptığımız Adalar turunun hatırası olan bir fotoğraf geçti. Fotoğrafta ablam ve babam yan yana duruyordu. Babam çok güzel çıkmıştı bu fotoğrafta. Bende ablamı dahil etmeden babamın portresini çizmeye karar verdim. 
Babam, 35x50 cm tual üzeri akrilik boya
Yap boz gibi uğraştım bu resim üzerine. Eşim her akşam eve geldiğinde farklı bir biçimde görüyordu resimi. Bir gün gözü varken ertesi gün "gözleri ne yaptın?" diye sormadan edemiyordu. 
İlk portre resimim ve yüzde kullanacağım gölgeli alanlar için hangi renk ile koyultmam gerektiğinden, gözlerinin beyazını nasıl kıracağıma kadar hiç birşey bilmiyordum. Önceki çalışmalarımda, Cezayirli Kız hariç, insana dair birşey resmetmemiştim. En önemlisi ve zor olanı da bakışlara bir anlam verebilmek. Resim üzerinde 1 ay çalıştım. Hemen her gün ya bir yerini düzeltiyordum ya da farklı bir renk uyguluyordum. Sonunda bu çıktı ortaya. Aile bireyleri babama oldukça benzediğini söylediler. Babamın portresi Ağustos 2011 tamamlandı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder