23 Kasım 2013 Cumartesi

Nereden Nereye

Geçen gün annemlere gittiğimizde, annem balkondaki dolabın içinde bana ait bir takım notlarımın olduğu söyledi. Gidip baktım bende, çünkü biliyorum bunu söylerken ki asıl amacı "çöpse atalım, değilse al götür". :)
Yaklaşık 3 saat balkonda kaldım. Dolabı açtığımda nerelere gitmedim ki... 2000 yılında KTÜ'de yapmış olduğum betonarme taramaları, 2002 yılında çizmiş olduğum betonarme kat planı tüm hesaplarıyla, 2003 yılında İTÜ'ye giriş belgem, Ataşehir Manolya'da hazırladığım ödev (ki eşim Murat'la tanışma ve bu günlere gelme sebebimiz o ödevdir), Erasmus belgelerim, 2005 yılında hazırlamış olduğum ingilizce ödevi - Alman ve Türk okullarındaki eğitim farkları ile ilgili bir metin yazmıştım, sonra da Planerin adlı bir dergide basıldı bu metnim - peyzaj ödevlerim, imar planları, onların raporları, Adalar Belediyesi'nde çalıştığım dönemde hazırlamış olduğum 5000 hali hazır çıktı örnekleri, el eskizlerim, dosyalar, kağıtlar, notlar, raporlar... annem haklıydı! Sanırım biraz çöpçüyüm...
Tatlı bir tebessüm oluştu yüzümde her bir kağıda dokununca. İnceledim, okudum, kimisine hiç bakmadım, kimisini atmaya kıyamadım. Neticede herşeyi attım. En yeni belge 5 yıllık ve geçen 5 yıl içerisinde hiç aramadım, elime almadım. Hoş annem isyan etmeseydi yine de almazdım ya...
Atılacakları ayırırken, hepsini yani, nereden nereye diye geçti aklımdan. Bir zamanlar okulda öğrenciyken ders diye çiziyordum, sonra boyuyordum. Ciddi boyama yapıyorduk bölümde. Milim çizimler, 1000 ölçek, 5000 ölçek, detay vs. Şimdi ise yine çiziyorum ama zevk için. Yine boyuyorum, resim yapıyorum, ama zevk için. :)
Bu üstteki resim 1000 imar planında parselasyonu gösteriyor. Donatılar için yer ayrılmış. Ne kadar ütopik bir ada. Mümkün mü Türkiye'de böyle bir yapı adası oluşturmak? En ufak bir kareye bile bina dikmek isteyen zihniyeti değiştirmek mümkün mü?
Alttaki resim ise peyzaj projesi. Park tasarlamıştım. Bu parkı tasarladığım alanı gerçekten çok merak ediyorum. Bu projeyi hazırlarken boş bir araziydi. Atıl bir alandı. Edirne'de Meriç nehri kıyısı. Bilen var mı bu bölgeyi? yolum Edirne'ye düşerse gidip özellikle bakacağım bu alana ne yapıldı diye :) 

Ütopik yaşamayı, hayal kurmayı ve hayalleri kağıda dökmeyi bana üniversitede hocalarım öğrettiler. Bende onların öğrettiği şekilde yaşıyorum. :) Şehirler tasarlayıp, peyzaj çizmiyorum tabi ki. Daha güzelini yapıyorum, hayallerimi kağıda döküyorum...
Hocalarıma bu güzel öğreti için minnettarım. Bugün elime kalem alıp cesurca çizim yapıyorsam, fırçalarla içimden geldiği gibi tual üzerine gidiyorsam onlardan öğrendiklerimdendir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder