26 Aralık 2013 Perşembe

Martin Eden

Yıllar önce bir kitap okumuştum. Jack London'un 1909 yılında yazmış olduğu Martin Eden kitabı. Kitabı belki de bilmeyen yoktur. 
Martin Eden, kitabın baş kahramanı, eğitimsiz ve fakir bir bireyken kendisinden farklı sosyal sınıftan bir aşık olur ve ona yaklaşabilmek, aynı kültür ve eğitime sahip olabilmek için çabalar. Yazar olmak ister, tüm enerjisini, maddi ve manevi olarak yazdığı hikayeleri, romanları yayınlatmak için didinip durur. Yayınevlerine sürekli kopya gönderir ve sürekli ret cevabı alır. Sonunda hayaline ulaşır ve çok ünlü bir yazar olur. Aşık olduğu kız ile yakınlık kurar ve aynı statüye ulaşır. Ancak zaman içinde peşinden gittiği hayale ulaşınca, buranın aslında aşağıdan göründüğü gibi olmadığına kanaat getirir ve hayal kırıklığına uğrar...
Son zamanlarda kendimi bir hayli Martin Eden gibi hissediyorum. Farklı sosyal sınıftan birine aşık olduğumdan değil elbette :). Hayır, benzeştiğimiz nokta yayınevlerine sürekli yayın gönderip ret cevabı aldığımızdır. 
Ve işte Martin Eden'in ne hissettiğini daha iyi anladığım onlarca yanıtlardan biri daha kanlı canlı karşımda duruyor. Remzi Kitap Evi'ne gönderdiğim kopya aynen geri geldi. Bir üst yazı iliştirmişler, onu da burda paylaşıyorum zaten. 
Ümidimi yitirmek istemiyorum, yitirmiyorum da. Martin Eden sonunda başardı. Yıllar önce bu kitabı okurken aynı hisleri birgün benimde taşıyacağım hiç aklıma gelmezdi. O yılmadı, bende yılmayacağım. Her ne kadar dalgalanmalar olsada pes etmeyeceğim ve sonunda çalışmalarımı piyasada göreceğime inanıyorum. 
Umarım çalışmalarım piyasada hak ettikleri değere kavuşunca Martin Eden ile farklılaşırız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder